Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde İlahiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi’nden öğretim üyelerinin katılımı ile disiplinlerarası çalışmalar yapmak üzere kurulmuştur. Anabilim dalı ile birlikte Manevi Danışmanlık ve Rehberlik ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programı açılması Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanmıştır. 2021 yılı güz döneminden itibaren öğrenci alınması planlanan program Diyanet İşleri Başkanlığının hastaneler, Kredi Yurtlar Kurumu yurtları, ceza ve tutuk evleri, yaşlı bakım ve huzur evleri, yetimhane ve yetiştirme yurtları, dezavantajlı bireylere yönelik manevi destek hizmetleri ve aile rehberlik bürolarında görev alan/almak isteyenlerin ihtiyaç duydukları yeterlilikleri geliştirmeye yönelik eğitim verilecektir. Programı tamamlayanlar 25/10/2019 tarih ve 30929 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun Manevi Danışman 6. Seviye Ulusal Meslek Standardı’nda belirlenen yeterliliklere uygun diploma hakkı elde edecektir.
Manevi danışmanlık danışanların inanç dünyalarının hayatlarına etkilerini fark etmelerine destek olan ve onların din veya maneviyatla ilişkilendirdiği sorunlarıyla başa çıkmalarında modern danışma teknikleri ile dinî ve manevi yöntemleri birlikte kullanan bir meslek alanıdır. Mesleğin gereklilikleri göz önünde bulundurularak Anabilim dalında İlahiyat Fakültesinden (Fakültemizden) Din Eğitimi, Din Psikolojisi ve Din Sosyolojisi öğretim üyeleri, Eğitim Fakültesinden Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Fen Edebiyat Fakültesinden Sosyal Hizmet Anabilim dalı öğretim üyeleri disiplinler arası bir anlayışla eğitim-öğretim ve araştırma çalışmaları yürütülecektir. Öğrenim sürecinde öğrenciler bireyin gelişim özelliklerini tanıma, dezavantajlı bireylere manevi hizmetleri yürütebilme, temel danışmanlık yöntem ve ilkelerini uygulayabilme, inancın kişilik bütünlüğüne katkısını geliştirmeye yönelik derslerin yanında teori ve uygulamayı birleştiren proje çalışması da gerçekleştireceklerdir. İki dönem şeklinde yapılandırılan program halihazırda söz konusu görevlerde çalışanlara da hitap etmesi için ikinci öğretim olarak planlanmıştır. Programa öğrenci alımı lisans mezuniyet puanına göre yapılacak olup kayıt için ALES puanı gerekmemektedir.
İnsan, bedensel varlığının ötesinde manevi potansiyel ve ihtiyaçlarla dünyaya gelir. Bu ihtiyaç ve potansiyel, varlığı ve yaşananları anlamlandırma, bedensel tatmin unsurlarını aşıp bir değerler dünyasına bağlanma ve yeni değerler üretmesi için insana hazır bir zemin oluşturur. İnsan bu ihtiyaç ve potansiyelin sonucu olarak kendisinin ve tüm varlığın kaynağı ve amacına yönelik cevaplar arar. Tarih boyunca insandaki bu manevi potansiyelin geliştirilmesinden bahsedince ilk akla gelen kurum din olmuştur. İnsanlık tarihi kadar köklü bir kurum olarak din her devirde insanın anlamlandırma, aşkın âlemle ilişkisini düzenleme ve değer üretmede en büyük rehberi olmuştur. Zira inanmak bilişsel olduğu kadar duyuşsal ve sosyal bir olgudur. Yüce Yaratıcıya dair manevi bir iştiyak ile başlayan bu olgu O’nu bilmek ve tanımaktan güvenme, sevme, ümit besleme, saygı duyma vb. manevi boyutlara doğru gelişim gösterir.
Tarihsel süreçte dinin toplumsal destek yapılarını güçlendirmesi ve insanın hayatı anlamlandırmada temel referansını oluşturması nedeniyle dinin insan için manevi destek noktası olma fonksiyonu doğal bir süreç olarak işlemiştir. Modern dünyada ise toplumsal rollerin çeşitlenmesi ve farklı kültürel grupların kendilerine özgü kırılganlıklarının ortaya çıkması dinin bireysel ve toplumsal işlevlerini yeniden yorumlayan hizmet alanlarını karşımıza çıkartmıştır. Aile kurumunun güçlendirilmesi, kadın ve çocuğa yönelik şiddet, istismar ve kötü muamelenin önlenmesi, kötü muameleye maruz kalan fertlerin, hasta, yaşlı ve dezavantajlı bireylerin manevi açıdan desteklenmesi, ceza ve infaz kurumlarında veya denetimli serbestlik süreçlerinde bireylerin iç muhasebe ve öz denetim kabiliyetlerinin geliştirilmesi, zararlı alışkanlıkların yaygınlaşmasının önlenmesi gibi önemli problem alanlarında dinin -diğer faktörlerle birlikte- iyileştirici bir faktör olarak dikkat çekmesi manevi danışmanlık ve rehberlik uygulamalarını doğurmuştur.
Modern anlamda dinin ibadethane dışı hizmetler yoluyla birey ve toplum sorunlarına çare aramada etkin faktörlerden birisi olarak dikkate alınması yönünde ilk bilimsel ve kurumsal çalışmalar Batı ülkelerinde gerçekleştirilmiştir. Hastalara Profesyonel Dini Bakım Servisleri yirminci yüzyılın ilk yarısında ABD’de geliştirilirken günümüzde aynı ülkede eyaletlere göre değişmekle birlikte yüzün üzerinde kapasiteye sahip hastanelerde tam zamanlı bir din görevlisi görevlendirilmektedir. Belçika’da ise 1970 yılına gelindiğinde konunun teorik ve hukuki altyapısı büyük oranda hazırlanmış ve hastaların kendisi ve yakınlarına manevi destek sunmak üzere hastanelerde din görevlisi görevlendirilmesi başlamıştır. Hollanda, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde ülkenin kendi din hizmetleri politikaları doğrultusunda hastane, cezaevi, huzur evleri ve diğer sosyal hizmet alanlarında dini danışma ve rehberlik hizmetleri farklı biçimlerde yapılandırılmıştır. Buralarda hizmet verenler genel bir teoloji yükseköğrenimine ilave olarak farklı düzeylerde modern psikoloji, danışmanlık ve sosyal hizmet eğitimi alarak sosyal ilahiyatçı, manevi danışman olarak çalışmaktadırlar. Konunun kuramsal çerçevesi ise spiritual social works, pastoral care, spiritual care, pastoral counseling, chaplaincy gibi kavramlar etrafında oluşmuş geniş bir külliyat tarafından temsil edilmektedir.
Türkiye’de bilimsel birikim ve kurumsal yapılanma açısından oldukça yeni bir alan olan dini ve manevi danışmanlık hizmetleri diğer yaygın din eğitimi ve din hizmetleri gibi Diyanet İşleri Başkanlığının uhdesine verilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun göçmen, engelli, bağımlı gibi desteğe muhtaç kesimlere yönelik manevi danışmanlık hizmetleri yürütmeyi, aile, kadın ve çocuğa ilişkin destek hizmetlerini ve öğrenci yurtları, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kampları, ceza infaz kurumları, sağlık kuruluşları, sosyal hizmet kurumları gibi yerlerde iş birliği esasına göre manevi danışmanlık hizmeti sunmayı Diyanet’in görevleri arasında saymaktadır. Diyanet bu görevlerini ilgili kuruluşların ve hizmet alanlarının bağlı olduğu devlet kurumları ile bir dizi protokol gerçekleştirerek yürütmektedir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile 2018’de gerçekleştirilen yürürlükteki protokolde Bakanlığa bağlı birimlerde aile yapısı ve değerlerinin korunması, aile, kadın, genç, yaşlı ve dezavantajlı bireylerin sorunların giderilmesine yönelik manevi destek, dini rehberlik ve değer eğitimi sunmak Başkanlığın sorumluluklarından kabul edilmektedir. Sağlık Bakanlığı ile 2015 yılında gerçekleştirilen güncel protokolde ise hastalara, hasta yakınlarına ve hastane personeline içinde bulundukları şartları dikkate alarak moral, motivasyon ve manevi destek sağlayacak ve dini ve manevi konularda danışmanlık yapacak personeli Bakanlığın talebi doğrultusunda görevlendirmek Başkanlığın görevleri arasında sayılmaktadır. Adalet Bakanlığı ile Başkanlık arasında gerçekleştirilen güncel (2019) protokolde ise Bakanlığın hizmet alanındaki bireylere din hizmeti, dini ve ahlaki eğitim, manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunularak toplumda suç oranının azaltılmasına yönelik çalışmaları yürütecek personel görevlendirmeleri Başkanlığın sorumluluğuna verilmiştir.
Söz konusu protokollerle çerçevesi çizilen, Diyanet ve ilgili kuruluşlar arasında iş birliği ile yürütülen dini/manevi danışmanlık ve sosyal hizmetler; amaç, işlev, içerik ve yöntemler açısından geleneksel din hizmetlerinden niteliksel olarak farklılaşmaktadır. Bu farklılaşma hizmetlerde görevlendirilecek din görevlilerinin mesleki yeterliliklerinin belirlenmesi ve söz konusu yeterlilikler doğrultusunda bilimsel birikimin üretimi, program geliştirme ve eğitim faaliyetlerinin yürütülmesini zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda yürütülen çalışmalar Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından hazırlanan ve 25/10/2019 tarih ve 30929 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Manevi Danışman 6. Seviye Ulusal Meslek Standardı ile önemli bir aşamaya geçmiştir. Söz konusu belgede Manevi Danışmanlık ve Rehberlik “danışanların inanç dünyalarının hayatlarına etkilerini bilmelerine yardımcı olma sürecini; danışanların din veya maneviyatla ilişkilendirdiği sorunlarıyla başa çıkmalarında bütüncül bir yaklaşımla modern danışma teknikleri ile dinî ve manevi yöntemleri birlikte kullanan (…) danışmanlık hizmeti” olarak tanımlanmaktadır. Belgede manevi danışmanın çalışma alanı olarak sağlık tesisi, ceza infaz kurumu, sosyal hizmet kurumları ve afet ve acil durum bölgeleri öne çıkartılmaktadır. Manevi danışmanların sahip olması beklenen bilgi ve beceriler arasında danışma yöntem ve tekniklerini uygulama bilgi ve becerisi, ilahiyat alan bilgisi ve becerisi, afet ve acil durumlarda danışmanlık bilgisi, danışanın ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlık süreçlerini sürdürme becerisi, danışanın din ve maneviyatla ilişkilendirdiği olumsuzluklarda ona eşlik etme becerisi gibi disiplinler arası çalışma gerektiren 78 farklı bilgi ve beceri yer almaktadır.
Türkiye’de dini danışmanlık ve rehberlik alanın en uzun uygulama örneklerinden birisi olan ceza ve tutukevlerindeki hizmetler üzerinden değerlendirdiğimizde bu hizmetleri yürüten din görevlisinin suç ve suçluluğa ilişkin özel yeterliliklere sahip olması beklenir. Bu ise ancak suç ve suçluluğa ilişkin psikolojik ve sosyolojik perspektifleri teolojinin birikimi ile bütünleştiren bir müfredatla mümkündür. Aynı şekilde hastanede dini/manevi danışmanlık hizmeti yürüten din görevlilerinin ya da aile ve dezavantajlı bireylere yönelik dini ve manevi danışmanlık personelinin istenen yetkinlikleri kazanabilmesi disiplinlerarası anlayışla oluşturulan müfredatlarla mümkündür. Halihazırda özel yeterlilikler gerektiren bu hizmet alanlarında Diyanet’in mevcut personelinden görevlendirmeler yapılarak hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Diyanet’in müstakil bir meslek alanı olarak tanımlanan manevi rehberlik ve danışmanlık hizmet alanlarında mezunlarını görevlendirdiği yüksek din öğretimi kurumlarının müfredatında din psikolojisi, din sosyolojisi, genel ve dini pedagojiye ilişkin bazı dersler yer almakla birlikte söz konusu derslerin manevi danışmanlık yeterliliklerini kazandıracak düzeyde olmadığı değerlendirilmektedir. Bu yetersizliği bir ölçüde gidermeye yönelik olarak Diyanet, personel görevlendirmelerinde dini yükseköğretime ilave olarak çeşitli kurs ve sertifika programları ve din psikolojisi ya da manevi danışmanlık alanına yönelik açılmış sınırlı sayıdaki lisansüstü programlardan mezun olanları istihdam etme eğilimindedir. Kurs ve sertifika programlarının yeterliğine ilişkin tartışmalar devam ederken istihdam alanının genişliğine karşın Türkiye’de akademik birikimin uygulama ile bütünleştirilme ihtiyacı yeni programların açılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.